at about

  1. takriben, sularında.
    The sun set about six o'clock: Güneş saat 6 sularında batıyor.
    You must
    do something about it: Bunun çaresini bulmalısınız.
    There is something about him I don't like: Nedense bu adamdan hoşlanmıyorum.
    There is something wrong about it: Bunun bir bozuk tarafı var/Bu işte bir bit yeniği var.
    What are you about: Neler yapıyorsunuz/Ne işlerle meşgulsünüz?
sularında
saat bir raddelerinde
(enflasyon) yılda yaklaşık yüzde 40 dolaylarında olmak Verb
bir şeye çok kızmak
daima kusur bulma(k), bahane aramak.
bir şeyi uzun uzun müzakere etmek Verb
tahminde bulunmak, tahmin/takdir etmek.
We guessed at the height of the building.
sokak köşelerinde avare avare dolaşarak meyhanelerin açılmasını beklemek Verb
bir otelin fiyatları hakkında bilgi edinmek Verb
bir konu üzerinde enine boyuna konuşmak Verb
konu üzerinde enine boyuna konuşmak Verb